Bu bir nostalji yazısı değildir. Ben küçükken herşey şöyle güzeldi, böyle güzeldi formatına sokarsam yazıyı, ağzıma terlikle vurun... vurun ama... ben küçükken herşey daha güzeldi!
Mevsimlik çiçekler ekilirdi balkonlardaki saksılara, evlerin bahçelerine, sokaklara. Lale mi? O da neydi? Hakikaten lale mi vardı biz küçükken? Yoktu...
Aslanağızları vardı... kopartırdın bir tane, bastırdın mı iki yanından, ağzını açar kapatırdı. Filozof zamanlarımdı, tavşan ağzı olmalı derdim ben, tek kanallı siyah beyaz televizyonda, pazar sabahları sirkte gördüğüm aslanların ağzına benzemiyordu, Ali dayımın pişirip yediği, tavşanımın ağzına benziyordu...
Yaseminler vardı... bahçe duvarlarının kenarlarına ekilirlerdi. Geleni geçeni kokularıyla çatlatırlardı. Çaktırmadan bir tane yürütüp cebine attın mı, elini cebine soktukça kokusu gelirdi. cepteki paralarla birlikte yıvış yapış olurlardı. Bakkal bile bilirdi, o yasemin kimin bahçesinden kopartılmış...
Hanımelleri vardı... Arkasını kopartırdık, içinden çıkan bir damla balı hüpletebilmek için. En işe yarayan çiçekti. Canı tatlı çekenin temel besin kaynağıydı.
Japon gülleri vardı. Çiçeği tamamen koparmaya gerek yoktu. Bir yaprağı kapıcının bakmadığı anda aşırılabilirdi. İki katı ayrılabilir olma özelliğiyle, yeni yetme genç kızların ilk protez tırnağıdır kendisi. Her tırnak farklı renkte olurdu gülün ebruli özelliğinden dolayı.
Erengülleri vardı, şakayıklar. Katmerli gül de diyenler vardı. Hayallerin gelin çiçekleri yapılırdı bir buket erengülünden. Kıymetliydiler. Bahçesindeki şakayık sayısını bilmeyene adam denmezdi bizim oralarda. Mahalleli ile çocuklar arasında skor tabelasıydı. Kaç tane kim çalmış...
Şimdi ise...
Boylu pitoslar var. Kişiliksiz sitelerin, duvar diplerinden sokağa uzatıyorlar kafalarını. Andırsa da kokuları yaseminleri, çiçekleri bir biçimsiz, bir yıldızsız, bir pırıltısız...
Yine de...
Yine de yeğ be o pis lalelere. Uğruna otobüslere doldurup getirdiğiniz saçma sapan insanlara.
Sahi? Ne menem bir çiçektir o lale? Akmaz, kokmaz, bulaşmaz, yenmez, tırnak olmaz, ağzını kıpırdatmaz, gelin çiçeği olmaz. Daha kopartamadan elinde kalır be o...
Suni çiçeklerinizi gösterip büyüttüğünüz suni çocuklarınızla birlikte... hayırlı günler olsun size...
Siz terliği hazırlayın en iyisi... çünkü... biz çocukken daha güzeldi herşey.