1- Hayatın kendisi bipolar. Ben bipolar olmuşum çok mu lan? Bir sıcak, bir soguk, içine etti dengemin. Her sabah kalkıyorum, "hoşgeldin mani" diyorum güneşi görünce, dışarı bir çıkıyorum, tüh, bugün de depresyon günüymüş. Sonra dengesizsin diye bana kızıyorlar. "Beni bu güzel havalar mahvetti" modunda kalkıp, "ben her bahar cacık olurum"la devam edecekken tam, hıyar gibi kalıyorum. O yoğurt hep eksik işte!
2- Ey eski sevgili, ben senin gelmişini, geçmişini... dur lan... o geçmişte sen de varsın. helloo? eski boka su serpme bebeğim, hiç gerek yok. al eline kalemi kağıdı, ciğerini biliyorsun zaten adamın, yaz, bi de resmini çiz, git gül ağacının dibine göm, eski boku da tezek olarak kullanabilirsin. dönerse senindir, dönmezse koy götüne. pliz du nat tıray dis et hom!
3- Manita süper kelime be. Bu lafa kızan hatun kişiyi anlayabilmiş değilim. Ulan herkes sevgili olabilir. önemli olan manita mertebesine yükselebilmek. Ya da ben mi yine kıçımdan istatistik yapıyorum, bilemedim. 100 kıza sorduk, 99'u "oeh iğrençsin yeaa" dedi... banaysa sanki o ilişki bir eğlence içeriyormuş gibi geliyor. sanırım işin sırrı manita olmak ya da olmamakta gizli.
4- "Feysbuk statusümü neden beğenmiyorsun bebeemmm?" Günümüz ilişkilerinin bu sebepten bitebileceğini biliyor muydunuz? Bu sorunun cevabının kazanma şansı yoktur. Ne desin şimdi herif? "Ne yazmışsın görmedim" mi? (Bak bak bak, listesindeki 380 tane şıllığı takip ediyor, ben umrumda değilim?) yoksa "Beğenmedim ki" mi? (lan ben senin sevgilin değil miyim? ak da yazsam beğencen, bok da yazsam beğencen) Benim en sevdiğim cevap bu durumda "ama bebeeem herşeyini like edemem ki?" (vay öküz, kesin başka biri var bunun hayatında, dur ben sana yapacağımı biliyoruuummm.... sevgilimmm ben diyorum ki, ilişkimiz artık belirli bir seviyeye geldi (deniz seviyesinde +0 santigrad derecede) şu bilmemkim is in a relationshipi yapsak artık). Yine en iyisi "hemen begeniim bebeem" gibi bişi olsa da "hah ben söyledikten sonra ne kıymeti kaldı" riskini göze almak lazım.
5- Beyaz türklerden oluşan bir feysbukum, beyaz türklerden oluşan bir de twitterim var. ya da bizler mi zenciyiz? Seçim araştırma şirketim olsa, kesin batardım. Feysbuk ve twitter popülasyonuma göre, yüzde 80 chp, yüzde 20 çekimser ve geçersiz oy çıkmalıydı (evet bazıları rengini belli etmiyor, ve evet bazılarının oyu ise kafadan mutlak butlan sayılmalı, o derece). Seyfoyla aramdaki husumet o gün bugün devam ediyor. Üniversite boyunca 4 kere aynı dersten çaktırdığı yetmiyormuş gibi (ha iktisat özürlüyüm ben, öyle dediydi seyfo) bir de seçim akşamları Atv'de boy gösterip, sandıkların daha yüzde beşi açılmamışken çıkıp, akp yüzde 51 demiyor mu, o alt dudağını kerpetenle çekip 100 kere "şom ağzımı kapatıcam" dövmesi yapmak istiyorum. Seçimi kimin kazandığının da bir önemi yok aslında, ama herif bir umutla uyuyup, seçim sonucunu öğrenme keyfimizin içine sıçtı bildiğin. (hehe seyfo, 12 sene sonra soktum ya lafı sana da, çok mu koydu cicimmm!)
6- Bir faşistin not defterinden alıntıdır.
-"Orhan Pamuk"
-"tu kaka!"
-"o niye o?"
-"türkiye'de 30bin kürt bi milyon da ermeni öldürüldü dedi çünkü."
-?!?!?!
-"şerefsiz!"
-"hacı okudun mu hiç sen orhan pamuk?"
-"ne okicam lan ben o vatan hainini?"
-"hacı, önyargı diyorum, bi denesen diyorum?"
-"olmaz nobel için vatanını sattı o"
-"iyi yazdığı için almış olamaz mı?"
-"abicim bu işin formülü belli, üç beş güzel kelimeyi arka arkaya yazıcan, sonra yurtdışında bir dergiye milletini kötüleyen bi demeç vericen, al sana nobel"
-"hıı çok biliyon"
7- Hayatın özeti, çiş, diş, duş, iş. bunlardan arta kalan zamanda, yemek yiyip bünyeyi şarz etme (ehehe), telefonun kıçına kabloyu takıp telefonu şarz etme, laptopi şarz etme, ipadi şarz etme. kısacası, çiş, diş, duş, iş, şarz. bi de nefes alma var tabii.. okşizen lazım! vücudun beeenzini!
8- Kitaplar var... Çocukluğumda okuduğum, bir daha ne adlarını ne sanlarını duyduğum. Arada sahaflara sırf onları bulabilmek için gidiyorum. 8 yaşında mesela, adını hatırlamıyorum. Gün ışığı vardı, çocuğun gömleğine yapışmıştı. Bütün gün birlikte eğlenmişlerdi. Akşam olunca gün ışığı gitmişti. Sonra... E=Mc2, Mon amour diye bir kitap... 13-14 olmalıyım okul kütüphanesinden almıştım. 2 üstün zekalı çocuğun aşkını anlatıyordu. Bir de Vincent Erving mahlasıyla yazılan Genç Kızlar. 30-40 yaş arasında olup okumayan kız var mı diye sorsam, ve var cevabını alsam, direk ayıplarım gibi geliyor. WTB those ones... COD pls!
9- Tatlı su ateisti ile tatlı su dincisi arasında bir yerdeyim. Tam bir "Tanrıya inanmıyorum ama bir güç var" durumu. İçimdeki boşluğu tamamen dolduramamak bir yana, doldurmaktan korkmak diğer yana. Kıçım sıkışınca "Aman tanrım" hafif gevşeyince "ya benden iyi tanrı mı olur?"
10- İnsanın tek bir insan tipini sevip, diğerlerini dışlaması ne komik di mi? "Gel de ne olursan gel" hiç bana göre değil. Işın tabancam olsa, mermi sıkıntısı çekerdim etrafımdan sevmediklerimi şutlicam diye.